Wednesday, July 16, 2008

GÜNLÜK DOSTLUK YORUMLARI

URANÜS AY’A DOKUNUNCA!

Bu bir cünyır Aydın Doğan ve doktora abla hikayesidir. Hikaye tamamen gerçektir.



Günlük burç yorumları kişisel bulduğunuz için her gün okumak istediğiniz, her günü farklı yaşayacağınızı sandığınız için vazgeçilmeziniz.

Haftalık burç yorumları uzun olduğu için ve aklınızda kalmasa bile bütün haftaya göz atmanızı sağladığı için, önünüzü görebilme ışığınız.

Kimi zaman; sezgilerinize güvenin diye yazarım: sezgiler mantık kadar gereklidir bazen daha fazla işlevseldir.

Kimi zaman; Dolunay yaklaşıyor aman ayrılmayın derim: Dolunaylar sonlanma ve sonuca ulaşma dönemleridir. Bunu ilişkiyi sonlandırma gibi bir eyleme dönüştürürseniz zararlı çıkabilirsiniz. Dolunaylar ölüme eştir! Biten ilişkiye başlama şansınız kalmaz.

Bu hafta Dolunay ve Güneş Uranüs’le saklambaç oynuyor. Olasılıkları ve sonucu hafta başında yazdım ama öylesine okuduğunuz bu makaleden sonra aldığım telefonlar ve mailler “n’oluyor niye bu kadar gerginim” sorusuyla başlıyordu. Kimileri için telefonun ucunda günü, haftayı, kişisel horoskopundaki küçük hareketleri soracak kadar yakınım!

İşte o yakınlardan biriyle ilk kez tanıştığımızda doktora yapmak istediğini söylemiş halk deyimiyle “kafadan” 10 puanımı kazanmıştı. Eğitime önem veririm. Sonra acılı bir aşk hikayesi anlatmış- kimbilir belki de uydurmuş- merhametimi de kazanmıştı. “Profesyonel olduğunuz işle ilgilenen, hoşlanan, hayranlık duyanlarla” arkadaş olmamak gerektiğini yıllar sonra bana öğretecek kişi olduğunu o günlerde bilemezdim.

Soruları ve sıkıntılarıyla her gün telefonunuzu, zamanınızı işgal eden yine de bir şekilde vicdani duygularınıza yenilip ilişkinizi sürdürdüğünüz arkadaşlarınız vardır. Onlar sürekli yardım dilenir ve hiçbir sorununuzla ilgilenmezler. Ya susarlar yada o konuya akılları ermemiş gibi davranırlar. Arkadaşlık veya ilişki alış-veriş işidir. Alınanla verilen eşit olmadığında sürmez. Hep fikir vermek, hep para vermek, hep servis vermek tek taraf için şahane olsa da sürmez. Nitekim mazeretleri ve yalanlarıyla içimi daraltan “doktora abla”yla ilişkimi sürdürmediğimi şu anda bu satırları yazarken hatırladım. Aklımda cici, tatlı, hedefleri olan ama katlanılmaz biri olarak kalmış. Çok insana enerji dağıtmak unutkanlığımı arttırıyor. Onu bir günde unutuvermiştim.

Aradan zaman geçmiş, bir öğleden sonra aramış ve doktoraya başlayacağım demişti, sanırım zayıf noktamdı benim eğitim hikayelerini desteklemek.

O gece, Güneş ile Ay’ın Uranüs sürprizini öngörmenin imkansızlığını düşünerek uykuya dalmaya çalışmıştım. Bütün gece derin uyku safhasına geçemeden huzursuz, bir iç geçme modunda kaldığımı fark ettim. Nadiren yaşarım, ben uykusu hiç kaçmayan şanslılardanım. Mantıklı bir açıklaması yoksa her uykusuzluk sezgilerimin fısıldadığı bir olayın yaklaştığını anlatır bana. Sezgilerin yol göstericiliği akla eşittir.

Bir önceki gün arayan doktora abladan aklımda sadece “doktoraya başlıyorum” hikayesi kalmış. Oysa o bana :

-“Sen benim bir arkadaşımı mahkemeye vermişsin” de demişti. Şimdi hatırlıyorum, düşündükçe.
-Şahsi bir şey değildir, yazılarımı benden izinsiz yayınlayan tüm siteleri savcılığa bildirdim, bildirmeye de devam ediyorum dedim.
- Site sahibi bir öğretmen, konuyla alakası yok n”olur davadan vazgeç dedi.
-Olur dedim o yazıları silsin bende vazgeçeyim ama önce avukatımla konuşmalıyım.

Savcılık aylar önce başlattığım “makale hırsızlığı” ve “arsızlığı” şikayetime hemen müdahale etmiş ve site sahiplerini tek tek bulmaya başlamıştı. Bunlardan birisi Teksas üstünden yayın yaptığı için kendini youtube.dan büyük dev sanmakta hala.

“Yazıları kaldırmam hem de senin aleyhinde canımın istediğini yazarım ben nasolsa kapatılmam hatta ben cünyır Aydın Doğanım” diyen bir liseli rambonun kendisini “hacker rambo” sanmasının olası sonucunu-elleri kelepçeli falan- gülerek hayal ederken-( ee adamın telefonu ve adresini bulduk bile), bir e-posta geldi “doktora abla”dan.

“ Sitelerin sahibi edebiyat öğretmeni, zan altında davadan vazgeç nolur, zaten o yazıları benim nickimle yayınladı arkadaşım, bende gördüm sesimi çıkarmadım, bu yüzden bende suçlu durumdayım, bizi kurtar” ( Alt yazısı şu: yazılarını ben çaldım ve yayınladım, site sahibinin haberi yoktu, şimdi bu adam bana kızıyor sen bizi affet, bunu başka birinin yaptığı yalanına inanmış gibi yap konu kapansın)

Dünya dönüyor. Gezegenler dönüyor. Uranüs Güneş’e “ce eeeee” diyor. Saklambaç bitiyor. Uranüs bu kez Ay’a dokunuyor ve “ebeeee” diye bağırıyor. Oyun bitti! Başka bir oyun başlıyor.

Aylardır yazıyorum: SİTEMDEKİ HİÇ BİR MAKALE BENDEN İZİNSİZ ALINIP YAYINLANAMAZ.

Aylardır yazıyorum:şikayet ettiğim kişilerden, tazminat ve telif alacağım paralarla ev alacağım.

Aylarca doktora yapacağını söyleyen bu hırsız, arsız kıza yazılarım çalındığı için savcılığa başvurduğumu anlatmışım, dert yanmışım, yakınmışım. Beni dinlerken içinden ne geçiyordu acaba!

“Bana bir şey olmaz, doktora yapacağım derim şikayetini geri alır yada zaten savcı bununla mı uğraşacak?”

Ay Uranüs’e dokunuyor ve tam da yazdığım gibi şaşkınlık veren, şok haberlere sevinmem gerekiyor.

Sonunda 2 sitenin hırsızı daha ortaya çıkıyor. Bu; benim evimde yemek yemiş, bu benim defalarca ücretsiz servis verdiğim, seminerlerime katılmış, günlerce sakinleştirdiğim, fikir verdiğim, yardım ettiğim bir arkadaş! Bu bana “2 sitede senin yazıların benim nickimden yayınlandı” hikayesiyle hala yalan makinesi gibi çalışan kız yazılarımı araklamakla, cebimden para aşırmak arasında fark olmadığını iyi bilen bir arkadaş!

Bir arkadaş!

Bir arkada!

Bir arka!

Arkanıza iyi bakın, arkada kalanlara iyi bakın, Uranüs Ay’a dokunuyor. Duygularınıza Uranüs sürprizleri yağıyor olacak. Dolunay Oğlak burcuna özgü bir sertlikle yaklaşıyor. Yazmıştım; Koçlar, Teraziler ve Yengeçler sürprizlerden pek de hoşlanmayacak. “Hırsız abla”nın burcu mu: Koç!

Bu yazıyı Teksas secureserver dan cünyır Aydın Doğan’a ithaf ediyorum! "Youtube.dan büyük cünyır var yürü be koçum kim tutabilir seni!" diyerek imzaladığım kitabımı adresine postaladım.