Wednesday, April 09, 2008

İNŞAAT İŞÇİSİ NASIL TAROT KURSU HOCASI OLDU?

Beni, gazete röportajlarımdan birinde tanımış. Türkiye’ de ilk kez ve tek sertifika veren ünlü Tarot yorumcusu SU KARAKUŞ’ dan Tarot kursu alma fikri kafasında şimşek gibi çakmıştı. Hayatında ilk kez bir sertifikası olabilirdi. O bir tarotçu bile olabilirdi. Belki böylece yaptığı işin hakkını verebilirdi. Hatta astroloji kurslarına da katılabilir astrolog olabilirdi.

Kursiyerler ilk kez sınıfa girdiğinde içlerinde sadece O çok farklı görünüyordu. Kocaman gözlükleri, modası geçmiş takım elbisesi, beyaz çorapları, tozlu siyah ayakkabılarıyla son parasını zoraki kurs için ödemeye gelmiş gibiydi. Bu makale Onun kısa zamanda nasıl zengin olduğunun ve inşaat işçisi iken medyum oluverdiğinin gerçek öyküsüdür:

Tarot eğitimleri verdiğim sürece pek çok farklı insanla tanıştım. Sadece hobi olarak yakın çevresindekilere yorum yapabilmek için Tarot öğrenenlere, Tarot’ un gizemini merak ettiği için öğrenenlere, profesyonel olarak Tarot yorumculuğunu iş edinmek isteyenlere, sadece beni tanımak için kursa katılanlara, hemen her kesimden insana kurslarım da rastladım. Ama O genel görünüşün ve genel amacın dışında olduğunu hemen belli ediyordu.

2. derste neden Tarot derslerine katıldığını sordum:

-Meraklısıyım dedi..

-Ne iş yapıyorsunuz dedim.

-Bilgisayarcıyım, tamir yapıyorum, dedi.

Bilindik bilgisayar uzmanlarının tipinin de çok dışındaydı aslında. 70’ li yılların Türk filimlerindeki 'her hangi bir adam' rolünden, figüranlıktan fırlayıp gelmiş gibiydi.

Sonraki günlerde defterinin içinden, sağa sola dökülen arapça yazılı kağıtlar düşürür oldu. Zaten kuşku içinde olan diğer kursiyerler bu tuhaf adamın ‘aslında bambaşka bir iş yapıyor’ olduğuna emin olmaya başladı.

Hemen her derste yorum egzersizleri yaparız. 1 ayı geride bıraktığımızda ve Tarot egzersizleri yaparken O’ nun kartları her seferinde kötücül işlere işaret ediyordu. Bunu açıkca söylediğimde anlattı: aslında inşaat işçisiymiş. Tası tarağı toplayıp İstanbul’ a geldiğinde başka bir iş yapamayacağını da biliyormuş:

-Eğitimsiz, beş parasız bir köylüydüm, inşaatta harç yapmaktan başka ne bilirdim ki! dedi.

Çocuklar büyüdükçe bilgisayar almak farz olmuş. Sonra chat merakından bilgisayar öğrenmiş. Sıra bozulan bilgisayara format atmaya gelmiş. Asıl amaç tamircilere para vermemekmiş. Konu komşu aman benimkine de bir bak deyince bilgisayar tamircisi sıfatını alıvermiş.

Sonraları internetten çeşitli iş kolları için müşteri bulunabileceğini fark etmiş. İnternet gezgini olmuş. Kısa süren düşünme dönemiyle ‘Türkiye’ de kıa zamanda nasıl zengin olurum?’‘ un cevabı O’ nun için ‘büyücü-medyum’ olmakmış! Tv. de izlediği kendisi gibi eğitimsiz uyanık bir medyuma öykünmüş.

-Öyle ya Su Hanım bu işten bir seferde 1000 dolar kazananlar var ben niye kazanmayayım diyordu.

Kendisine bir web sitesi ayarlamış. İçine başka sitelerden bulup arakladığı büyü çeşitlerini yazmış. Bir takım dualar vs. eklemiş. Yaşadığı semt de bu tür şeylerle ilgilenen insanlarla doluymuş. Kolayca para kazanmaya başlamış. Kısa zamanda ev almış. İçini yaptırmış.


-‘Çocuklarımın geleceği garantide artık’ diyordu. Peki bu iş için yetkin miydi? Gerçekten büyü yapabiliyor muydu? Büyücülük ortaçağla birlikte ölmüştü bunu biliyor muydu?

-Bu iş için büyü bilmeye, dua bilmeye gerek yok ki dedi. İnsanlar parayı öder ve çekip gider. Bir daha görmeyiz. Ben biramı içerim ama beni bir oku hocam diyeni de okurum. Bu işe para dökmeye can atan bi sürü insan var. Bir daha geri dönmese ne olur. Benim büyü tutmadı dese ne olur bizde bunun da cevabı var. Bir daha büyü yaparım, bir daha alırım parasını! Biz okumadık sen gibi ama sen de ben gibi parasını alamazsın yolunacak tavukların!

-Peki dedim neden Tarot ve Astroloji öğrenmeye çalışıyorsun.

-Karizmatik görünmek için dedi. Kendine bir taşla iki kuş vurabileceği bir çıkış yolu yaratmış.

-Benim aslında bunları öğrenmek niyetimde yok, ama bir dükkan kiraladım orada karımla büyü yapabilmek için önce bakım yapmamız gerekiyor diyoruz. Suya bakıyoruz. Ne gerekiyorsa söylüyoruz. Tarot bakarsak daha havalı olacak. Belki daha doğru olacak. Gelenlere senin üstünde büyü var bozalım diyor veya sana büyü yapalım kocan daha çok sevsin yoksa ayrılcak diyor. Ama ben astrologum, tarot bakıyorum, deyip medyum olduğumu söylersem daha çok müşterimiz olacak. Yıldıznamede bakıyorum diyeceğim. Hem ara sıra şikayet edenler oluyor, savcılığa ifade vermek gerekiyor. Ben astrologum dersem görüntü de bunu sağlarsam ceza almam dedi.

Tüylerim diken diken oluyordu.

Hakikaten kalabalık, kent merkezine uzak bir semtte, bir iş hanında, ön tarafında takıların, kitapların satıldığı, arkada bir odası bulunan köhne bir han odasıydı iş yeri. Ne amaca uygun olduğu gerçekten de belli olmuyordu. Arka tarafta minicik bir oda da su falı adı altında uydurmaca seanslar düzenleniyordu. Ön taraftaki kocaman masanın çekmeceleri,büyü adı altında, son derece fahiş fiyata satılan, üstüne uyduruk şekiller çizilmiş, bakır, plakalarla doluydu. İçeriden çok yaşlı bir kadın çıktı. Hastaydı, iyileşmek istiyordu. 200 lira ödedi.

-Merak etme seni iyileştireceğim yeni gelin yapıp kocanın koynuna yeniden sokacağım diyordu sahte medyum.

O anda midemin bulandığını hissettim. O yaşlı kadının ayaklarında lastik ayakkabılar vardı. Ödediği iyileşme parası belki sadece maaşıydı. Belki de odun - kömür parası.

-Müşteriye; büyü yapacam diye bir tavuğu kes, kanıyla yıkan, tavuğu da bana getir derim. Dolabımın buzluğu tavukla dolu, buyur gidip evde yemek yiyelim dedi.

Mide bulantım gittikçe artıyordu oradan ayrıldım. Yıllar geçti. Zaman içinde belki kuş gribi O’ nu farklı yöntemlere taşımıştır.

Benden aldığı olumsuz tepkiyle tarot eğitimine devam edemedi. Ama kartvizitindeki titri ilginçti: astrolog, tarotçu, medyum, hoca...diye uzayıp gidiyordu.

Web sitesinin bir kısmını benim web sitemden çaldığı yazılarla doldurmuş, bir kısmına- kursu tamamlayamadığı halde- Tarot Kursu verdiğini yazmış ve benim kurs duyurularımı kopyalayıp yapıştırmış, bir kısmına da benim gazete makalelerinden derlediğim alıntı yazıları yerleştirmişti. Bunları çok sonradan fark ettim. Gülüp geçtim. Dolandırıcılığı iş edinmiş birine yazımı niye çaldın diye hesap sormak komik olurdu her halde.

Bu kısa yoldan köşe olma yolunu keşfetmiş bir inşaat işçisinin yaşanmakta olan gerçek öyküsüdür. Hazin olan yurdum insanının olaylar karşısında akılcı davranamaması. Daha da hazini konu bulmakta güçlük çeken popüler dergilerin evirip çevirip bu konuyu işlemeleri, popülerliği korumasını sağlamaları.

Hatırlarmısınız yaz tatili için 100 falcı, İstanbul’ da yaşayan büyücüler listesi gibi yazıları bir dönem yaygınlaştırmışlardı.

Bir anlamda buna da tepki olsun diye “LIGHT BÜYÜLER REHBERİ’ adlı kitapçığı hazırlamıştım.

Bu yazıyı niye hatırlattım: yeni TAROT KURSU dönemimiz başladı. Şarkılar söyleyerek, çok eğlenerek başladık üstelik. Türkiye’de sertifikalı tek Tarot Kursu benim tarafımdan verilmektedir.

Başka bir kurs ilanına daha rastlarsanız bilin ki O, aldığı kursu tamamlayamamış ama benim kursumda eline geçirdiği yarım yamalak bilgilerle kurs hocalığına soyunmuş, ‘hoca, büyücü, büyü bozucu, medyum, astrolog, tarotçu, amele, bilgisayar formatçısı’ lakaplarının hepsini birden kartvizitine yazdırmış, bahsi geçen şahıstır!