Friday, May 09, 2008

TAROT KURSU EĞLENCELİ OLABİLİR Mİ?



Pazartesi, hemen çoğunuz için “pazartesi sendromu”nun yaşandığı haftanın en sevimsiz günüdür. Biz pazartesiyi iple çekiyoruz. Biz; ben ve minik tarot eğitim grubum.

Çok ciddi ve ağır bir iş yapıyoruz; hafta da bir gün pazartesileri akşam saatlerinde bir araya geliyoruz. Kartları mor ipek örtülerimizin üzerine kapalı şekilde yerleştiriyoruz.

-“Geçen hafta boyunca açılım egzersizi yaptınız mı?” diye sorarak başlamak istiyorum her seferinde. Öyle ya daha derslerin ilk başlarından itibaren açılım yaparak ilerlemek gerekiyor, bu kurs öğretme garantili.

Her seferinde, tam ben soruyu sormaya hazırlanırken kurs katılımcılarımdan biri ( o çok ünlü ve şahane bir sanatçı ama adı bende saklı) bir eski zaman hikayesi anlatıveriyor; kısa ve öz, kısadan hisse hikayesi. Derken başlıyoruz gülmeye. Hafta boyunca en heyecanlı olayların bizdeki yansımalarını, yapılan açılımların yazıya dökülmüş şekillerini, yorumları, yaşadıklarımızı konuşuyoruz. Niye o kadar kahkaha attığımızı bizde bilmiyoruz. Her hafta çok gülüyoruz. Minik bir grubun bu kadar keyifli olacağı kimin aklına gelirdi ki! Tarot eğitimlerine terapi saati de eklemiş gibiyiz. Bu nedenle 1.5 saat olarak planlanan ders saatini uzattıkça uzatıyoruz. 2 saati aşıyoruz henüz kimse şikayetçi değil, bende dahil!

Birbirimizin en yakın arkadaşları veya terapistleri haline geldik. Açılımlarda küçük sırlarımızı paylaşıyor ötekinin emin ellerine kendimizi yumuşakça bırakıyoruz. Çok konuşuyor, çok gülüyor, çok açılım yapıyor ve mutlaka doğru sonuçlar alıyoruz. Hele buna birde şahane ses den bir kuple şarkı eşlik ediyorsa değmeyin keyfimize. Biz nerdeyse her hafta mini konser de dinliyoruz. Benim en sevdiğim bölüm bu oluyor.

Kurs 12 hafta da tamamlanıyor. 12 derste dört dörtlük bir yorumcu haline gelmek değil hedef. Olabildiğince doğru yorum yapabilmek. Henüz 5.dersteyiz ve ortaya çıkan yorumlar beni bile şaşırtacak derecede profesyonel. Kartların anlamını tek tek öğreniyoruz. Hiç yorulmadan, ezberlemeden, bir derste ve bir kerede. İşin sırrı bende saklı!

Sonra o kartları birbiriyle ilişkilendirmeyi öğreniyoruz. O anda ortada açık olmayan kartları bile hatırlayıp, öteki kartla ilişkisini kurabilen çok yetenekli ve çok uzaklardan gelen katılımcım beni her hafta şaşırtmayı başarıyor: “değnek dörtlüsü yeni insanlar, araba ile yan yana olsa anlam daha da pekişir” diyebiliyor.

İngiliz eğitim sistemine ait bu kolay öğretme yöntemi ile pek çok öğrenci yetiştirdim. Kimileri hakikaten çok başarılıydı, özellikle üniversite mezunları bu konuda mucizeler yaratacak kadar yetenekli. Hemen her eğitim grubumu sevdim, dostluk kurdum. Fakat itiraf etmeliyim hiçbir grubum şimdiki öğrencilerim kadar keyifli gelmemiştir bana.

Tarot hislerle, sezgilerle tek başınıza öğrenebileceğiniz bir yorum yöntemi değil. Bunu kurs katılımcılarımız ilk dersten sonra hemen anlar. Tarot kartlarının tek tek doğru anlamlarını öğrenmelisiniz. Öğrenirken diğer kartlarla ilişkilendirmeyi de doğru yapmalısınız. Bunlar olmazsa olmaz koşullardır ama yetmez. Okuma yaparken başkalarına nezaketle yorum sunmalısınız. Bundan da önemlisi, yorum hakkı size verildiğinde başkaları üstünde kullanabileceğiniz bir hükmetme arzusu bu hakkın hemen yanında belirir. Eğer egonuz sizin 1 adım önünüzde yürüyorsa. Buna engel olmalısınız. Yani önce egonuzun iplerini dizginlemelisiniz. Bütün bunlar yeter mi yine yetmez: okumanızı doğru yapabilmek için muhakeme yeteneğinizi geliştirmeli ve olasılıkları doğru değerlendirmelisiniz. Olayların gelişimini kartlar bildirir ama sır cümlelerle. Sırrı çözmek için hayatı tanımalı pek çok yaşamı gözlemlemelisiniz. Bildiğiniz üç-beş yaşam doğru yorumu ortaya çıkarmanıza yetmez.

Tarot kurs programımız boyunca işte bunları öğretiyoruz. Yani gerçek bir yorumcu olmanın sırrını.

Katılımcı olmak istiyorsanız bir kez dersimizi izlemeye bekleriz. Her pazartesi 18.00 de. Nişantaşın da.

Not: Yeni dönem Tarot kursu 1 Haziran da başlayacak. Hafta da 1 gün 1.5 saat ve 12 haftalık program uygulanacak. Detaylar için
astroakademi@gmail.com