Thursday, October 09, 2008

SATÜRN TILSIMI, O BENİ SEVSİN BÜYÜLEYİN! VE TÜRKİYE'NİN EN YABANCISI



SATÜRN TILSIMI


Mimar Arzu Ersoy’a 2 e-posta ile kayıt yaptırdığı için özel teşekkür ve sevgilerimle..

Satürn tılsım seminerini yaptık dün akşam. Her bir katılımcıyı tek tek seçtim ve her bir katılımcıyı tek tek teşekkür ederek uğurladım. Enerjisi bu kadar yoğun ve güzel insanın bir arada bulunması benim de motivasyonumu arttırıyor. Böyle bir enerji bütünlüğünde ortaya %100 başarı çıkıyor ki benim hedefim de budur.

Mimar Arzu hanıma sordum seminer başlamadan hemen önce:

-“ Kaçıncı katılımınız ve kaç e-posta yazıp seminere katılıyorsunuz?”

-“3.katılışım; Jüpiter ve Venüs’e de katılmıştım. Ben yer olup olmadığını soruyorum varsa dekontu göndermek için 2. maili atıyorum” dedi.

İşte benim istediğim katılımcı modeli;

*12 DEĞİL 2 e-posta ile istediğini alabilen zeka,
*İnternet bankacılığını kullanabilen eğitim,
*Resmi yazı dilini, yani formal yazışmaları öğrenmiş deneyimli kişiler.


Neden bu tür KATILIMCILARI seçmek istiyorum?

Tılsımları uygulamak sanıldığı kadar kolay değil de ondan. Başarı sağlamak için önce felsefesini kavramak sonra eksiksiz ve gününde uygulama yapmak gerekiyor da ondan. Her parası olan bu kurallara tam uyamıyor da ondan. Tılsım seminerlerinin ana felsefesini kavramak ve başarı sağlamak için hem iş yaşamında, hem de eğitim yaşamında yeterince deneyimli olmak gerekiyor da ondan.

Evet ben başarı oranını arttırmak için katılanları seçmek istiyorum ve seçiyorum da. Bu nedenle olabildiğince takip ediyorum yazışmaları. Seçim için dikkat ettiğim ilk kriter sitede yayınlanmış her hangi bir bilginin tekrar sorulması, ikincisi yazı dili ve son olarak yazılanların altındaki açılım :


-“Satürn tılsımını bi daha ne zaman yapcaksınız!”
-“ Saat kaçta bu kurs?”
-“Bankaya gitmesem elden versem olmazmı ben geçen seferde elden vercektimde gelememiştim”
-“Biz 3 arkadaş gelcez indirim olmazmı?”
-“Ekli dosyayı göndermişsiniz ama adresiniz nerde?”
-“ 100 liraya bütün seminerlere katılıp dvd.leride alıyoz dimi?”
-“Banada büyü yaparmısınız parasını göndersem”
-“beni zengin et abla seni ihya edeyim”

Bu tür okuyucunun profili şöyle:

Ekli dosyada adresin ancak ve ancak ödeme yapıldıktan sonra gönderileceği yazıyor, okumamış bile, okuyamıyor!
Bu uygulamaların bir başkasının yararına yada zararına yapılamayacağını kavrayamadan öylesine yazmış. Okusa da anlayamıyor!
Uygulama hakkında en ufak bir fikri bile yok, TILSIMLAR linkine göz atmamış, bir geribildirim okumuş ve çokkkk etkilenmiş!
Okuduğundan anladığı kendi küçük dünyası kadar: burada birileri büyü yapıyor ve insan kandırıyor. Ya kandırmıyorsa bende katılsam mı?


Bu tip okuyucuya pardon okuyamayana yanıtımız hep aynı: KATILMANIZ MÜMKÜN DEĞİL!

Günde 10 e-posta yazacak kadar boş vakti olan ve fakat okuyamayan, yorumlayamayan, farkındalığı gelişmemiş, önümüzde cadı kazanı ha babam büyü yaptığımızı sanan, 100 liraya benim ve asistanımın tüm vaktini alabileceğini düşünen, yukardaki okuyucu profilinin tılsım seminerlerinden yada dvd.lerden yararlanabileceğini düşünmüyorum. Öyle olsaydı seminer bedeli 10 lira, dvdlerin 4 ü 20 lira olurdu ve mutlaka binlerce kişi katılırdı, alırdı.

Hatta her 100 lirası olan bu seminerlere kesin katılırdı ama öyle değil.

Özellikle son günlerde iyice seçiçiyim. Açıkça yazayım: her parası olan, her servisi alamaz.

Az-öz ve gerçekten yararlanabilecek kişileri ağırlamak istiyorum. Belli bir eğitim düzeyinde, düşük gelirle idare etmek zorunda olmayan, okumayı seven, kolay kavrayan, internet formasyonunu iyi bilen kişilerle hem anlaşmamız kolay oluyor hem de başarı grafiğimiz yükseliyor.

Türkiye’de sadece benim tarafımdan verilen bu seminerler ve dvd. gönderimi büyük bir emek sonucu gerçekleşiyor. Her bir uygulamanın başarısı kazandırdığı paradan daha çok ilgilendiriyor beni. Ve yazdıklarınız ele veriyor sizi!


İŞTE EN GÜZEL 2 ÖRNEK:



ÖRNEK 1- O BENİ SEVSİN BÜYÜLEYİN!

Ankara dan, Fintek Bilişim Hizmetlerinden Müşteri Hizmetleri Yönetimi Grup Lideri Selma Kınıklıoğlu yazmış:

-“Birinin bana aşık olmasını istiyosam hangi tılsımı yapmalıyım.”

Cümle bu, soru işareti yok! Ve altına eklemiş: “uzaktan tarot baktırma imkanımız var mı?”

Benim onayımda Merih’in yazdığı cevap şu:

-“
www.sukarakus.com da TILSIMLAR başlıklı makalelerin tamamını okuyun lütfen.Tılsımlarımızı bir başkasının yararına yada zararına yapamadığınız gibi bir başkasını aşık etmek gibi ego tatminine dönük taleplere uygun uygulamalar değildir.” (Tarot servisini alması için bir yanıt vermedik! Servis almasın iyice tanışmadan istiyoruz. )

Hanımefendi yılmamış yanıt vermiş özetle şu:


-“Ben o yazıları okumuştum zaten, kalbim kırıldı, 42 yaşında 2 çocuk annesi üniversite mezunu bir kadınım, müdür yardımcısıyım ( yani bir başkasını büyülemeye bunlara rağmen ihtiyaç duyuyorum çünkü sevilmiyorum demek istiyor!) siz beni 18 yaşında biri sandınız galiba ama o kişide beni seven bir kişi, sadece biraz tartıştığımız için şansa ihtiyacım vardı! Eğer dvd.leri sadece yeterli kişilere gönderiyorsanız Su hanım hakkında yanıldığımı düşüneceğim. Satürn, Jüpiter Ay tılsım dvd.lerinin ücretini ve hesap numarasını rica ediyorum.”

O yazıları okumuş ama Satürn ve Ay dvd.lerinin henüz çekilmediğini okumamış. Yok yok okumuştur kesinde aceleyle yazmıştır bunları.


2 Çocuk annesi, müdür yardımcısı birazcık tartıştı diye zaten aşkından emin olduğu adamı kendine aşık etmek istiyor!


Fakat hakkını yemeyelim, biz yazmadığımız halde kendisi yazmış:


"dvd.leri sadece yeterli kişilere gönderiyorsanız Su Hanım hakkında yanılmış olacağım! "
Okuduğunu anlamamış, aceleyle kendini doğru anlatamamış sevildiği halde sevgiye acıkmış bu “yaman çelişki abla” ya yanıtımız aynı tonda oluyor:


-Evet servislerimizi yetkin, farkındalığı olan kişilere vermeyi tercih ediyoruz! (Hala red ediyoruz yani..)


Selma Kınıklıoğlu bu kadar red edilmeyi hazmedemiyor tabii. Keşke okusaydı makaleleri ama okumuyor yazmaya devam ediyor:


-“O halde kendi yazdıklarınızı lütfen biraz daha iyi irdeleyin, siz bu cümleden ne anlıyorsunuz ? Şaka gibisiniz…


Bununla birlikte " X kişi beni sevsin çok sevsin" gibi bir dileğe yönelirseniz, O'nun şansını açmış oluyorsunuz.


Şu durumda zaten Su Hanım benim için bitmiştir, ve tüm çevreme bu propagandayı da yapacağımdan emin olabilirsiniz.”


Üniversite mezunu hanımefendi üstteki italik yazılı cümleden başkasını büyülemeyi anlamış. Şaka gibi!..


Ve den önce virgül konulmayacağını da ilk okuldayken öğretmişlerdi ama aceleyle unutmuş!


Zaten Su Hanımın aleyhinde dedikodu çarkını da işletmeye başlamış. Ne büyük kayıp!


Red ettin, bende senin kötü biri olduğunu herkese söylerim haaa!


Yaşı 42 ama ben hala kendisinin 18 olduğunu düşünüyorum..


Biz kendisini umursamamışız, hatta unutmuşuz ve bu sabah e-postamda Selma Kınıklıoğlu’ndan bir mektup buluyorum. Hazımsız bir tehdit maili ama yine yaman çelişkilerle dolu:


“Kitabınızı okudum, çok beğendim, hemen google da sizi arayıp buldum! v.s bilumum beğeni cümleleri… ( Zahmet edip google’larda güzel ellerini yormasaydın kitabın ilk sayfasında vardı web site adresim! Ah Pardon sen okumuyordun dimi!)


“Yardımcınız hakkında hakaret ve tazminat davaları açabilirim çevrem oldukça geniştir ama uğraşmak istemiyorum. Sitenize girdim ama öyle üzgünüm ki bakmak istemiyorum hemen kapattım bu tip olumsuzluklar dalga gibidir hemen yayılabilir bu tip küstürülmeler ilerde size zarar verebilir dostça uyarıyorum.”

Satırların alt yazısı şudur: “çevrem falan yok olsa bu kadar yalnız hissetmezdim ama sizi tehdit edeyim de özür dileyin benimde kırılan gururum tamir olsun, egomla yüzleştirmeseydiniz keşke beni, özürde dilemezseniz herkese bana hakaret ettiler derim, sizi kimse sevmez. Kimse okumaz!”


Fintek Finansal Teknolojilerde Müşteri İlişkileri Müdürü, 42 yaşında, 2 çocuklu Selma Kınıklıoğlu: Tek suçu kendisini sevdiğine emin olduğu bir adam için sadece birazcık tartıştılar diye “aşık etme büyüsü” yapmayı talep etmek. Bu arada hakaret etmek, tehdit etmek ve mesleki zedeleme yaratacağını( ciddi bir suçtur) açık açık beyan etmek.


Su Karakuş: tek suçu bu kadına servis vermeyi red etmek. Tarot randevu talebine ise yanıt bile vermemek! “Ego tatminine dönük bir uygulama değildir yaptıklarımız” deyip, hakaret içermeyen bir cümleyle yanıt verilmesine izin vermek.


Ceza: Kendisini bile sevmeyen ve sevilmeyen Selma Kınıklıoğlu Su Karakuş’u sevmeyecek ve okumayacak. Etrafa da aynılarını yapmalarını sıkı sıkı tembihleyecek.


Sonuç: Su hanım okuduğunu anlamayanların kendisini okumamasından çok mutlu. (Su Hanım mimar Arzu hanım gibilerini, Turkcell çalışanları gibilerini sevecek. ) Mesleki zedeleme yaratma konusunda ise Selma’yı ciddi hayal kırıklığına uğratacak ve sonucu burada okuyucuyla mutlaka paylaşacak.



İŞTE 2.ÖRNEK:


EN YABANCI, EN YALANCI, EN AMERİKALI !


İstanbul’dan Özlem Birer yazmış:


“Seminerlerinize katılmak istiyorum İstanbul’a ve Türkiye’ye yabancıyım çünkü Amerika dan geldim. Açık adresi ve yanımda neler getirmem gerektiğini lütfen yazın. Bu arada adres bulamıyorum, dedim ya Türkiye’ye yabancıyım.”


Offfff offf!! Bunun alt yazısı şu: beni önemseyin çünkü henüz Amerika’dan döndüm benimde kendimi önemsememi sağlayın. Ben sitede yanımızda getirilmesi gerekenleri okuyamadım, okumayanlardanım! Siz bana özel muamele yapın. Nede olsa Amerika dan geldim.


Bu işte bir bit yeniği var. Ay Tılsımı uygulamasını yıllar önce yapalı beri algılarım açık ve ekran arkasında bile olsa bir cümleden yalanı-dolanı kavrayabiliyorum. Özlem’i red etmek için sebep aramalıyım bu cümlelerde normal olmayan bir şey var.


Özlem’in mail adresini yazıp tarıyoruz evet eskiden beri yazanlardan. Bakıyoruz Özlem Birer :


4 Şubat 2008 Ankara da seminer yapılıp yapılmayacağını sormuş ve dvd.ler hakkında bilgi almış ama dvd.leri almamış.


8 Şubat 2008 Ankara da yapılacak seminerlerden haberdar edilmek istemiş. Her etkinliğe katılacakmış.


16 Mart 2008 Ankara da yapılan bir seminere katılmak istediğini belirtmiş ve telefon numarasını da iletmiş. Ödeme bilgilerini almış ama seminere katılmamış.


6 Ekim 2008 de tekrar gül yüzünü göstermiş ve ABD den geldiğini Türkiye’ye yabancı olduğunu e-posta adresimize yazmış.


İstanbul daymış ama İstanbul’a da yabancıymış. Israrla telefon numarasını yazıyor ve aranmak istiyor. Adresi bulamayacakmış. Bizden ekli dosya istememiş adresi istemiş. Ekli dosyayı okuyabilmeyi de becerememiş, güzel Türkçe yazıyor ama okuyamıyor! Okusa sorunda kalmayacak.


Yurt dışına ilk kez gidip de en merkezi yerde aradığı adresi bulamayanınız var mı? Bulamazsanız ne yaparsınız?


Bana sorarsanız o benim yaptığım her uygulamaya yabancı. Bu nedenle 5-6 saçma yazışmadan sonra benim talimatımla yanıtımızı veriyoruz:


SİZİ KABUL EDEMEYECEĞİZ.


Özlem kendince kıyameti koparıyor ama sesini duyan yok. Bütün konu da bu değil miydi zaten: görünür olma arzusu, kendini duyurma ihtiyacı! Oysa bu tür ihtiyaçların tatmin yeri terapi odası.


Bu amaca hizmet etmiyorum, benim amaçlarımı amaç edinmiş kişilere yol arkadaşlığı yapıyorum.